NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَمْرُو بْنُ
عُثْمَانَ
حَدَّثَنَا
بَقِيَّةُ
حَدَّثَنِي
صَفْوَانُ حَدَّثَنِي
شُرَيْحُ
بْنُ
عُبَيْدٍ
عَنْ الزُّبَيْرِ
بْنِ
الْوَلِيدِ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عُمَرٍ قَالَ
كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِذَا
سَافَرَ
فَأَقْبَلَ
اللَّيْلُ
قَالَ يَا أَرْضُ
رَبِّي
وَرَبُّكِ
اللَّهُ
أَعُوذُ بِاللَّهِ
مِنْ شَرِّكِ
وَشَرِّ مَا
فِيكِ
وَشَرِّ مَا
خُلِقَ فِيكِ
وَمِنْ شَرِّ
مَا يَدِبُّ
عَلَيْكِ
وَأَعُوذُ
بِاللَّهِ
مِنْ أَسَدٍ
وَأَسْوَدَ
وَمِنْ
الْحَيَّةِ
وَالْعَقْرَبِ
وَمِنْ
سَاكِنِ
الْبَلَدِ
وَمِنْ
وَالِدٍ وَمَا
وَلَدَ
Abdullah b.Amr (r.a.)
demiştir ki:
Rasûlüllah (s.a.v.)
yolculuğa çıktığı zaman gece oldumu (şöyle) dua ederdi:
"Ey arz! Benim
Rabbım da senin Rabbın da Allah'dır. Senin şerrinden, sende olanların
şerrinden, sende yaratılanların şerrinden ve üzerinde gezen yaratıkların
şerrinden Allah'a sığınırım. Aslan'ın şerrinden, büyük yılanın şerrinden, yılan
ve akreb şerrinden, bu yerde oturan (yaratıklar)ın şerrinden, doğuran
kimselerin ve doğurduklarının şerrinden de Allah'a sığınırım.”
İzah:
Ahmed b. Hanbel, II,
132; III, 124.
Her ne kadar hitaba
elverişli olart sadece akıl sahipleri ise de canlı, cansız tüm yaratıklar
Hz.Nebiin hitabına müsâid ve müsteiddirler. Binaenaleyh Hz. Nebiin yere hitabı
aynen şuurlu ve akıl sahibi bir yaratığa yapılan hitap gibi hakiki bir
hitaptır. Nitekim Allah teâlâ yere ve göğe hitaben, "Ey arz, suyunu yut ve
ey gök tut" buyurmuştur.[Hûd 44]
Yerin şerrinden maksat,
insanın orada isyan edip günah işlemesi, yolunu şaşırması, bir takım
zorluklarla ve belâlarla karşılaşması iniş ve çıkışlarda düşüp kalkmasıdır.
Yerde olanların
şerrinden maksat, oranın soğuğu, sıcağı ve iklimin bozukluğudur. Oradaki
yaratılanların şerrinden maksat ise, orada bulunan zararlı böceklerdir.
"el-Esved"
kelimesiyle kasdedilen büyük yılanlar, el-hayye kelimesiyle kasdedilen de tüm
yılan cinsidir. Büyük yılanın şerrinden Allah'a sığınıldıktan sonra ayrıca tüm
yılanların şerrinden de Allah'a sığınılması, hu-sûsdan sonra, umûm'un zikri
kabîlindendir. Nevevî'nin açıklamasına göre metinde geçen, "yerin sakinleri"
kelimesinden maksat, orada yerleşen cinlerdir. Doğurandan maksat iblis,
doğandan maksatda şeytanlardır.
Hattâbî'ye göre beled
kelimesi, üzerinde bina ve ev olsun veya olmasın canlıların, barınağı olan yer
anlamına gelir. Ancak burada üzerinde bina bulunmayan yer anlamında
kullanılmıştır. Çünkü Hz. Nebi bu duayı yolculuğu esnasında, çölde yapmıştır.
Hadisin zahirine
bakılırsa Hz. Fahr-i kainat efendimiz yolculuğu esnasında güneş batınca bir yerde
konaklasa da konaklamasa da bu duayı okurdu. Muhakkik müfessirlerden
Kurtubî'nin "...Alemler içinde Nuh'a selam var."[Saffât 79] ayet-i
kerimesinin tefsirinde açıkladığına göre her kim geceleyin bir yerde konaklar
da bu ayet-i kerimeyi okursa o kimseyi yılanlar ve akrepler sokamazlar.[el-Câmi
Ii ahkâmil-Kur'ân, XV, 90.]